Bütün aşkların aksine baharda değilde kış aylarında cereyan etmişti Selim ile Nazan'ın aşkı. Selim üniversiteye yeni başlamıştı. Nazan bir kafeteryada çalışıyordu.
Selim geldiği yeni şehri hem keşfetmek hem de ilerde sıkıntı yaşamamak için bilinmesi gereken yerlere gidiyor ve buranın insanlarını tanıyordu. Pek sevmemişti geldiği yeni şehri. Dört yıl boyunca çekeceği sıkıntıları düşünüyordu. O'nu okulundan başka buraya bağlayan başka hiçbir sebep yoktu. Geçen üç aya rağmen hala adapte edememişti kendini buraya. Ta ki arkadaşları O'nu bilmediği bir kafeteryaya götürünceye dek.
Gittikleri kafeterya pek rağbet görmeyen bir yerdi. Sakin bir mekandı.İçerde sinek vızıldasa oluşan tek gürültü sesi o vızıltı olurdu. Bu durum Selim'in ilerde Nazan'la samimiyetini kurmasına çok yardımcı olacaktı.
Her zamanki gibi sıkkındı Selim. Arkadaşlarının ne içersin sorusuna bezgin bir halde çay dedi. Arkadaşı el hareketiyle çağırdı garsonu. Garson çay siparişlerini alıp işi çalışma arkadaşına devretti. Yani Nazana. Selim çayı aldı, şekerlerini attı. Bir şeker daha istemek için öne eğik olan başını kaldırınca nutku tutuldu. Ağzında bir şeyler geveledi. Nazan güldü."Tekrar eder misiniz, anlayamadım" dedi. Nihayet fazladan bir şeker isteyebilmişti ondan.
Selim daha önce burayı bilmemesine lanet etti. O üç ayı boşuna geçirdiğini düşünüp hayıflanıyordu. İğrendiği şehir cennet olmuştu artık. O kafeteryaya bazen günde üç defa gittiği oluyordu.
Selim bir gün cesaretini toplayıp Nazana açılma kararı aldı. Kafe sakindi. Onunla konuşmasına engel olan tek kişi yani patron şehir dışına çıkmıştı o gün.
Selim tek başınaydı. Ama Nazandan 2 çay istemişti. Buna anlam veremeyen Nazan "Arkadaşınız gelince getireyim isterseniz ikinci çayı" dedi. Selim "İkinci çay sizin için" dedi.
Nazana onunla konuşması gerektiği bir konu olduğunu belirtti. Çaylar gelince Selim yine ağzında bir şeyler gevelemeye başladı. Nazan çok vaktinin olmadığını konuya hemen girmesini rica etti. Selim bütün cesaretini toplayarak kendisinden hoşlandığını söyledi. Nazan bir şey demeyip kalktı. Selim aşkına karşılık bulamayacağını düşünüp hesabı istedi.
Hesabın yanında bir de not vardı. Üstünde "gittiğin zaman oku" yazılıydı Selim notu okumak için hemen dışarının yolunu tuttu. Notun üstünde "bende seni seviyorum" yazılıydı.
O günden sonra sık sık buluştular. Gelecekle ilgili planlar kurmaya başlamışlardı bile. Selim okulu ve askerliği bitirir bitirmez evleneceklerdi. Nazanda evinin hanımı olacaktı. Çalışmayacaktı.
Herşey güzel gidiyordu. Ama bu güzel günler çok uzun sürmeyecekti. Selim memleketine giderken trafik kazası geçirmişti. Nazana Selimin ölüm haberi geldi. Yıkılmıştı Nazan. Selimin öldüğüne inanmak istemedi.. Birgün çıkıp gelir diye aylarca yolunu gözledi. Geçen süreye bakınca selimin ölümünü kabullenmek zorunda kaldı. Onu çabuk unutmak için de evlenme kararı aldı. Bir aile dostlarının oğluyla evlendi. Beklemediği bir şekilde mutlu bir hayat başladı Nazan için.
Birgün hiç beklemediği bir olay yaşadı Nazan. Selim ölmemişti. Kazadan sonra komaya girmiş, iyileşme süreci uzun sürmüştü. Nazanın karşısına sakat çıkmamak ve Nazana bu halde görünmemek için gizlenmişti. Nazanın evleneceğini hesaba katmamıştı. İkiside yıkılmıştı. Nazan günlerce ağladı. Selim şaşkındı. Ruh gibi dolanıyordu ortalıklarda. Daha fazla dayanamayıp sırra kadem bastı.
Aradan yıllar geçmişti.Nazan Selimin bir arkadaşıyla rast geldi. Selimi sordu ona. Meğer Selim gidişinden bir ay sonra mide kanaması geçirmiş, sonrasında ruh hali bozulmuş. Yaşadıkları onu agresifleştirmiş kimseyi tanımaz etmişti. Daha fazla dayanamayıp oradanda kaçmış. Bir daha da kimse haberini alamamış.
Selim geldiği yeni şehri hem keşfetmek hem de ilerde sıkıntı yaşamamak için bilinmesi gereken yerlere gidiyor ve buranın insanlarını tanıyordu. Pek sevmemişti geldiği yeni şehri. Dört yıl boyunca çekeceği sıkıntıları düşünüyordu. O'nu okulundan başka buraya bağlayan başka hiçbir sebep yoktu. Geçen üç aya rağmen hala adapte edememişti kendini buraya. Ta ki arkadaşları O'nu bilmediği bir kafeteryaya götürünceye dek.
Gittikleri kafeterya pek rağbet görmeyen bir yerdi. Sakin bir mekandı.İçerde sinek vızıldasa oluşan tek gürültü sesi o vızıltı olurdu. Bu durum Selim'in ilerde Nazan'la samimiyetini kurmasına çok yardımcı olacaktı.
Her zamanki gibi sıkkındı Selim. Arkadaşlarının ne içersin sorusuna bezgin bir halde çay dedi. Arkadaşı el hareketiyle çağırdı garsonu. Garson çay siparişlerini alıp işi çalışma arkadaşına devretti. Yani Nazana. Selim çayı aldı, şekerlerini attı. Bir şeker daha istemek için öne eğik olan başını kaldırınca nutku tutuldu. Ağzında bir şeyler geveledi. Nazan güldü."Tekrar eder misiniz, anlayamadım" dedi. Nihayet fazladan bir şeker isteyebilmişti ondan.
Selim daha önce burayı bilmemesine lanet etti. O üç ayı boşuna geçirdiğini düşünüp hayıflanıyordu. İğrendiği şehir cennet olmuştu artık. O kafeteryaya bazen günde üç defa gittiği oluyordu.
Selim bir gün cesaretini toplayıp Nazana açılma kararı aldı. Kafe sakindi. Onunla konuşmasına engel olan tek kişi yani patron şehir dışına çıkmıştı o gün.
Selim tek başınaydı. Ama Nazandan 2 çay istemişti. Buna anlam veremeyen Nazan "Arkadaşınız gelince getireyim isterseniz ikinci çayı" dedi. Selim "İkinci çay sizin için" dedi.
Nazana onunla konuşması gerektiği bir konu olduğunu belirtti. Çaylar gelince Selim yine ağzında bir şeyler gevelemeye başladı. Nazan çok vaktinin olmadığını konuya hemen girmesini rica etti. Selim bütün cesaretini toplayarak kendisinden hoşlandığını söyledi. Nazan bir şey demeyip kalktı. Selim aşkına karşılık bulamayacağını düşünüp hesabı istedi.
Hesabın yanında bir de not vardı. Üstünde "gittiğin zaman oku" yazılıydı Selim notu okumak için hemen dışarının yolunu tuttu. Notun üstünde "bende seni seviyorum" yazılıydı.
O günden sonra sık sık buluştular. Gelecekle ilgili planlar kurmaya başlamışlardı bile. Selim okulu ve askerliği bitirir bitirmez evleneceklerdi. Nazanda evinin hanımı olacaktı. Çalışmayacaktı.
Herşey güzel gidiyordu. Ama bu güzel günler çok uzun sürmeyecekti. Selim memleketine giderken trafik kazası geçirmişti. Nazana Selimin ölüm haberi geldi. Yıkılmıştı Nazan. Selimin öldüğüne inanmak istemedi.. Birgün çıkıp gelir diye aylarca yolunu gözledi. Geçen süreye bakınca selimin ölümünü kabullenmek zorunda kaldı. Onu çabuk unutmak için de evlenme kararı aldı. Bir aile dostlarının oğluyla evlendi. Beklemediği bir şekilde mutlu bir hayat başladı Nazan için.
Birgün hiç beklemediği bir olay yaşadı Nazan. Selim ölmemişti. Kazadan sonra komaya girmiş, iyileşme süreci uzun sürmüştü. Nazanın karşısına sakat çıkmamak ve Nazana bu halde görünmemek için gizlenmişti. Nazanın evleneceğini hesaba katmamıştı. İkiside yıkılmıştı. Nazan günlerce ağladı. Selim şaşkındı. Ruh gibi dolanıyordu ortalıklarda. Daha fazla dayanamayıp sırra kadem bastı.
Aradan yıllar geçmişti.Nazan Selimin bir arkadaşıyla rast geldi. Selimi sordu ona. Meğer Selim gidişinden bir ay sonra mide kanaması geçirmiş, sonrasında ruh hali bozulmuş. Yaşadıkları onu agresifleştirmiş kimseyi tanımaz etmişti. Daha fazla dayanamayıp oradanda kaçmış. Bir daha da kimse haberini alamamış.