Günümüzde kadının toplumdaki yeri, değeri konusu çok fazla gündeme getirilip üzerinde çeşitli konuşmalar yapılıyor.
Kadını korumak maksadıyla biraz da işin dozu kaçırılıyor. Söylenenlerden bir bayan olarak sıkıntı duyduğum oluyor. Dinimiz kadın ile erkeği ayrı mı tutuyor, erkekleri kadına üstün mü görüyor? Kadının insan ve kul olarak değeri nedir?
“Kadın-erkek eşittir”, “değildir”, “Neden değildir?” başlıkları altında sıkça konuşulduğu belirtmek gerekir; kadın-erkek bütün insanlar Yüce Allah’ın kullarıdır. Hiçbir insan cinsiyetini kendisi belirlememiştir. Her insanın ne zaman hangi cinsiyetle doğacağını, ne kadar yaşayacağını, ne zaman, nerede öleceğini sadece Allah tayin eder. Bu konularda insanın herhangi bir yetki ve hakkı söz konusu değildir. Bir şeyin var olması; onun, ancak Yüce Allah tarafından irade edilmesi yani istenmesi ve yaratılması ile mümkündür (eş-Şûrâ 42/49; ez-Zümer 39/62).
İslâm dini inanan insanların yani Müslümanların birbirinin kardeşi olduğunu ve her Müslüman’ın malının, kanının, namusunun Mekke ve Kâbe gibi mukaddes ve dokunulmaz olduğunu ilân etmiştir. Buna elbette kadınlar da dahildir. Bunun için kadınlar öldürülemez, iffetsizliğe zorlanamaz, iffetine gölge düşürecek sözler de söylenemez (en- Nûr 244/6). Ayrıca kız çocuklarının hor görülmesi, erkek çocuklarına karşı ikinci sınıf muamelesi görmesi kesinlikle yasaktır (el- En’âm 6/151; el-İsrâ 17/31). Çünkü kız evlât ile erkek evlât arasında bir fark yoktur (en-Nahl 16/57-59). Bu ifadelerden anlaşıldığı gibi kadının gerek yaratılışı, gerekse canı, malı erkekten farklı değildir.
Kadının fizyolojik yapısı bakımından ise erkeğe göre daha zayıf olduğu bir gerçektir (en-Nisâ 4/34). Söz konusu zayıflık, kadının erkek tarafından horlanmaya sebep olacak bir eksiklik asla değildir. Aksine kendisine ihtimam gösterilmesine sebeptir. Bu yüzden erkek, kadını himaye etmek, sevgi ve şefkat göstermek, ihtiyaçlarını karşılamak gibi yükümlülüklerle mükellef kılınmıştır (en- Nisâ 4/24-25). Öte taraftan, kadının anne olması; insan neslinin devamiyeti için yeni bir cana, erkek olsun, kız olsun ayırt etmeksizin bedeninin yatak olması nedeniyle benzeri görülmemiş bir değer, yücelik kendisine lâyık görülmüştür (en- İsrâ17/23-25). Cennet onlar için son derece kolaylaştırılarak âdeta ayaklarına kadar yaklaştırılmıştır (Münâvî, Feyzü’l-kadir, III, 361).
Yaratılışın erkekten, yani Hz. Adem’den başlamış olması, ondan (veya aynı asıldan) kadının (Hz. Havva’nın) yaratılmış olması, kadın-erkek ayrımı yapmaktan çok öte her iki cinsin insan olarak esas ve öz itibarıyla aynı olduğunun bir delilidir. Kadının ve erkeğin birbirlerini tamamlayıcı, bir bütünün parçaları şeklinde yaratılmış olmaları ise, onların birbirlerine hasım ve rakip olamayacaklarının bir ispatıdır.
Erkeğin kadından üstün yaratıldığı izlenimini veren âyetler, insanların olaya toplumsal bakışını ve anlayışlarını yansıtmaktadır. Yani kuvvetli olmak, zayıfa karşı avantajlı görüldüğünden üstünlük olarak kabul görmüştür. Bu sadece insanların bir bakış açısı olmakla beraber kadın için bir sıkıntı taşımaz.
Yüce Allah bu konu için şu açıklamayı yapmıştır: “Sayesinde Allah’ın bir kısmınızı diğer kısmınıza üstün tuttuğu şeye imrenmeyin, onun için iç geçirmeyin, hayıflanmayın. Erkekler kendi kazandıklarında pay sahibi olduğu gibi, kadınlar da kendi kazandıklarında pay sahibidir. Bu yönde Allah’ın lütuf ve ikramından isteyin.” (en- Nisâ 4/32) Âyetten de anlaşıldığı gibi kadın ve erkek insan olarak birbirine eşittir, kazanma ve pay edinme durumlarında, insana yönelik bütün temel haklarda ikisinin arasında bir fark yoktur. Kul olarak da erkek ve kadın aynı şekilde Allah’ın emir ve yasaklarına muhataptır. İnsanlar arasında en üstünü takvada en ileri olandır.
İnsanların gözünde erkek olmanın avantajlı olduğu telakkisinin Allah nezdinde bir anlam ifade etmediği âyette ifade edilmiştir. Allah’ın takdir ettiği kadınlık ve erkeklik yaratılış ve türeyişin bir kuralıdır. Böyle olması da kaçınılmazdır.
Kadınların erkekler üzerindeki hakları nelerdir?
1. Mehir hakkı,
2. Her türlü masraflarının karşılanması. Kadının zengin veya fakir olması bu hakkı açısından fark etmez.
3. Can güvenliğinin sağlanması ve bunun için gerekli, emniyetli bir evin açılması,
4. Gün içinde uygun saatlerde kendisiyle baş başa kalınarak rahatlatıcı sohbetler yapılması, sevgisine karşılık görmesi,
5. Çocuk terbiyesinin gönüllü paylaşımına yardımcı olunması, başardığı işler için takdir ve teşekkür görmesi,
6. Özel hayatında kendisine zaman ayırıp süslenmesine, giyinmesine maddî ve manevî destek verilmesi,
7. İzni olmadan ailenin sorumluluğunu ona bırakıp şehir dışına seyahate çıkmamak,
8. Kadının onayı olmadan cinsel korunma yapılmaması,
9. Dinlenme, gezinme, eğlenme ihtiyaçlarını aile birlikteliğiyle karşılamak
10. Kadının eğitimi yarım kalmışsa tamamlatmak, gerekli güncel bilgilerden uzak tutmamak
11. Becerilerinin geliştirilmesine imkân vermek, bu konuda eğitim almak istediğinde eğitim imkânı tanımak
12. Üzerine aldığı sorumluluklarda ona güvenmek, kararlarına saygılı olmak
Üstünlük Takvadadır
İslam, kadını erkeğin altında veya üstünde tutmaz. Erkekle aynı sorumlulukları kadında taşır. Kadınla erkek birbirini tamamlayan unsurlar olarak görülür.
Kadın Anne, Erkek Baba
Erkek olmak Allah nezdinde insana avantaj sağlamaz. Kadın anne, erkekte babalık için yaratılmıştır. Erkeğin kadının, kadının da erkeğin üzerinde hakları vardır.
Kadını korumak maksadıyla biraz da işin dozu kaçırılıyor. Söylenenlerden bir bayan olarak sıkıntı duyduğum oluyor. Dinimiz kadın ile erkeği ayrı mı tutuyor, erkekleri kadına üstün mü görüyor? Kadının insan ve kul olarak değeri nedir?
“Kadın-erkek eşittir”, “değildir”, “Neden değildir?” başlıkları altında sıkça konuşulduğu belirtmek gerekir; kadın-erkek bütün insanlar Yüce Allah’ın kullarıdır. Hiçbir insan cinsiyetini kendisi belirlememiştir. Her insanın ne zaman hangi cinsiyetle doğacağını, ne kadar yaşayacağını, ne zaman, nerede öleceğini sadece Allah tayin eder. Bu konularda insanın herhangi bir yetki ve hakkı söz konusu değildir. Bir şeyin var olması; onun, ancak Yüce Allah tarafından irade edilmesi yani istenmesi ve yaratılması ile mümkündür (eş-Şûrâ 42/49; ez-Zümer 39/62).
İslâm dini inanan insanların yani Müslümanların birbirinin kardeşi olduğunu ve her Müslüman’ın malının, kanının, namusunun Mekke ve Kâbe gibi mukaddes ve dokunulmaz olduğunu ilân etmiştir. Buna elbette kadınlar da dahildir. Bunun için kadınlar öldürülemez, iffetsizliğe zorlanamaz, iffetine gölge düşürecek sözler de söylenemez (en- Nûr 244/6). Ayrıca kız çocuklarının hor görülmesi, erkek çocuklarına karşı ikinci sınıf muamelesi görmesi kesinlikle yasaktır (el- En’âm 6/151; el-İsrâ 17/31). Çünkü kız evlât ile erkek evlât arasında bir fark yoktur (en-Nahl 16/57-59). Bu ifadelerden anlaşıldığı gibi kadının gerek yaratılışı, gerekse canı, malı erkekten farklı değildir.
Kadının fizyolojik yapısı bakımından ise erkeğe göre daha zayıf olduğu bir gerçektir (en-Nisâ 4/34). Söz konusu zayıflık, kadının erkek tarafından horlanmaya sebep olacak bir eksiklik asla değildir. Aksine kendisine ihtimam gösterilmesine sebeptir. Bu yüzden erkek, kadını himaye etmek, sevgi ve şefkat göstermek, ihtiyaçlarını karşılamak gibi yükümlülüklerle mükellef kılınmıştır (en- Nisâ 4/24-25). Öte taraftan, kadının anne olması; insan neslinin devamiyeti için yeni bir cana, erkek olsun, kız olsun ayırt etmeksizin bedeninin yatak olması nedeniyle benzeri görülmemiş bir değer, yücelik kendisine lâyık görülmüştür (en- İsrâ17/23-25). Cennet onlar için son derece kolaylaştırılarak âdeta ayaklarına kadar yaklaştırılmıştır (Münâvî, Feyzü’l-kadir, III, 361).
Yaratılışın erkekten, yani Hz. Adem’den başlamış olması, ondan (veya aynı asıldan) kadının (Hz. Havva’nın) yaratılmış olması, kadın-erkek ayrımı yapmaktan çok öte her iki cinsin insan olarak esas ve öz itibarıyla aynı olduğunun bir delilidir. Kadının ve erkeğin birbirlerini tamamlayıcı, bir bütünün parçaları şeklinde yaratılmış olmaları ise, onların birbirlerine hasım ve rakip olamayacaklarının bir ispatıdır.
Erkeğin kadından üstün yaratıldığı izlenimini veren âyetler, insanların olaya toplumsal bakışını ve anlayışlarını yansıtmaktadır. Yani kuvvetli olmak, zayıfa karşı avantajlı görüldüğünden üstünlük olarak kabul görmüştür. Bu sadece insanların bir bakış açısı olmakla beraber kadın için bir sıkıntı taşımaz.
Yüce Allah bu konu için şu açıklamayı yapmıştır: “Sayesinde Allah’ın bir kısmınızı diğer kısmınıza üstün tuttuğu şeye imrenmeyin, onun için iç geçirmeyin, hayıflanmayın. Erkekler kendi kazandıklarında pay sahibi olduğu gibi, kadınlar da kendi kazandıklarında pay sahibidir. Bu yönde Allah’ın lütuf ve ikramından isteyin.” (en- Nisâ 4/32) Âyetten de anlaşıldığı gibi kadın ve erkek insan olarak birbirine eşittir, kazanma ve pay edinme durumlarında, insana yönelik bütün temel haklarda ikisinin arasında bir fark yoktur. Kul olarak da erkek ve kadın aynı şekilde Allah’ın emir ve yasaklarına muhataptır. İnsanlar arasında en üstünü takvada en ileri olandır.
İnsanların gözünde erkek olmanın avantajlı olduğu telakkisinin Allah nezdinde bir anlam ifade etmediği âyette ifade edilmiştir. Allah’ın takdir ettiği kadınlık ve erkeklik yaratılış ve türeyişin bir kuralıdır. Böyle olması da kaçınılmazdır.
Kadınların erkekler üzerindeki hakları nelerdir?
1. Mehir hakkı,
2. Her türlü masraflarının karşılanması. Kadının zengin veya fakir olması bu hakkı açısından fark etmez.
3. Can güvenliğinin sağlanması ve bunun için gerekli, emniyetli bir evin açılması,
4. Gün içinde uygun saatlerde kendisiyle baş başa kalınarak rahatlatıcı sohbetler yapılması, sevgisine karşılık görmesi,
5. Çocuk terbiyesinin gönüllü paylaşımına yardımcı olunması, başardığı işler için takdir ve teşekkür görmesi,
6. Özel hayatında kendisine zaman ayırıp süslenmesine, giyinmesine maddî ve manevî destek verilmesi,
7. İzni olmadan ailenin sorumluluğunu ona bırakıp şehir dışına seyahate çıkmamak,
8. Kadının onayı olmadan cinsel korunma yapılmaması,
9. Dinlenme, gezinme, eğlenme ihtiyaçlarını aile birlikteliğiyle karşılamak
10. Kadının eğitimi yarım kalmışsa tamamlatmak, gerekli güncel bilgilerden uzak tutmamak
11. Becerilerinin geliştirilmesine imkân vermek, bu konuda eğitim almak istediğinde eğitim imkânı tanımak
12. Üzerine aldığı sorumluluklarda ona güvenmek, kararlarına saygılı olmak
Üstünlük Takvadadır
İslam, kadını erkeğin altında veya üstünde tutmaz. Erkekle aynı sorumlulukları kadında taşır. Kadınla erkek birbirini tamamlayan unsurlar olarak görülür.
Kadın Anne, Erkek Baba
Erkek olmak Allah nezdinde insana avantaj sağlamaz. Kadın anne, erkekte babalık için yaratılmıştır. Erkeğin kadının, kadının da erkeğin üzerinde hakları vardır.
